cazibe açıklaması
Ankara çevresinde ve şehrin kendisinde dokuz yüzyıllık bir tarih boyunca, Etnografya Müzesi'nin mükemmel sergi koleksiyonunda sunulan yeterli sayıda paha biçilmez eser birikmiştir. Müze binası, beyaz mermer duvarlardan ve girişteki, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal olarak adlandırılan Atatürk'ü ata binerken gösteren heykelden kolaylıkla tanınabilir. Ankara Etnografya Müzesi, nüfusun kültürünü ve yaşamını karakterize eden koleksiyonlar içerir: Müslüman halıları, ulusal giysiler, çeşitli kumaşlar, halk müzik aletleri, tekstil ve fayans ürünleri. Burada müze binasının kendisi bile ayrı ve çok değerli bir sergi olarak görülüyor.
Bina, Namazga tepesinde, bir Müslüman mezarlığının topraklarında yer almaktadır. Müzenin açılması amacıyla bu tepe, Kasım 1925'te Bakanlar Kurulu kararıyla Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışlanmıştır.
Etnografya Müzesi, erken cumhuriyet döneminin en ünlü mimarlarından biri olan mimar A. Kh. Koyunoğlu tarafından yaptırılmıştır. Müze için eserlerin toplanması ve satın alınması için İstanbul'da 1924'te Profesör Selal Esada, 1925'te İstanbul Müzeleri Başkanı Halil Ethemom başkanlığında özel bir komisyon oluşturuldu. Sergi seçimi sadece 1927'de tamamlandı, o zaman zaten binden fazla vardı. Aynı yıl müze müdürü atandı. Ancak Etnografya Müzesi'nin büyük açılışı sadece 18 Temmuz 1930'da Afgan kralının gelişi vesilesiyle gerçekleşti. İki yıl önce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal müzeyi ziyaret etti.
Kasım 1938'de Etnografya Müzesi'nin avlusu, Anıtkabir'in inşaatının tamamlandığı 1953 yılına kadar naaşı burada olan Türk reformcusunun geçici türbesine dönüştü. Şu anda müzenin bu bölümünde, Türklerin babasının ölüm tarihini ve cesedinin müzede olduğu dönemi gösteren beyaz mermerden bir levha bulunmaktadır. Etnografya Müzesi, 15 yıl boyunca türbe olarak hizmet vermiştir. Çeşitli ülkelerden resmi heyetler burayı ziyaret etti. Bu süre zarfında cumhurbaşkanları, büyükelçiler, yabancı heyetler ve sıradan vatandaşlar tarafından ziyaret edildi. 1953-1956 yılları arasında bina yenilenmiş ve restore edilmiş, müze koleksiyonu 6-14 Kasım 1956 tarihleri arasında gerçekleşen Uluslararası Müzeler Haftası için hazırlanıyordu.
Yapı dikdörtgen planlı olup, çatısı tek kubbe ile süslüdür. Müzenin taş duvarları kaba kumtaşı ve mermerle kaplı olup, cephe alınlığında oyma süslemeler bulunmaktadır. Müze, yirmi sekiz basamaklı bir merdivenle bitişiktir. Yapının girişi kemerli dört sütunla ayrılmış üç bölümden oluşmaktadır. Ana giriş kubbeli bir salona ve sütunlu bir avluya açılmaktadır.
Önceleri avlunun ortasında mermer bir havuz vardı ve yapının çatısı açıktı. Ancak müzenin Atatürk'ün geçici mozolesi olarak kullanılmasından sonra çatısı kapatılarak havuzun bahçeye taşınması gerekmiştir. Yapının irili ufaklı salonları avluyu simetrik olarak çevreler. İki katlı idari kompleks, müzenin yanında yer almaktadır.
1927 yılında Maarif Vekaleti'nin talebi üzerine İtalyan sanatçı, Mustafa Kemal'in şu an müzenin önünde duran bronz heykelini yaptırmıştır. Etnografya müzesi sergisi, Selçuklu döneminden günümüze Türk sanatının örneklerinden oluşan bir koleksiyondur.
Müze girişinin sağ tarafında Anadolu'nun çeşitli şehirlerinden gelinlikler ve çeşitli düğün gereçlerinin sergilendiği Anadolu düğün törenlerine ayrılmış bir salon bulunmaktadır. Yan odada ünlü Türk işlemelerinin desenleri ve yöntemleri ile tanışabilirsiniz. Ayrıca Etnografya Müzesi ziyaretçilerini el dokuması Türk halı ve kilim sanatıyla tanıştıran bir bölüm de bulunmaktadır. Yan odayı ziyaret ederek Anadolu kahve kültürü ile tanışabilirsiniz. Müzede ayrıca ciddi sünnet törenine ayrılmış bir bölüm var.
Girişin solunda Türk çini ve züccaciye, çanak çömlek ve seramiklerden oluşan bir bölüm var. Ardından sergilerini Besim Atalay'ın bağışladığı salon geliyor. Diğer bölümler, ziyaretçilere Osmanlı hat sanatını, Selçuklu ve beyliklerin en güzel ahşap eserlerini tanıtıyor.