cazibe açıklaması
Dominik Tarikatı üyeleri 13. yüzyılda Tallinn'e yerleşti. Bu tarikatın 1216 yılında İspanyol Saint Dominic de Guzman tarafından kurulduğu bilinmektedir. Tarikatın kurucusunun annesinin, oğlunun doğumundan önce, sanki tüm dünyayı bir meşale ile aydınlatacak siyah beyaz bir köpek doğurmuş gibi bir rüya gördüğüne inanılıyor. Bu nedenle Dominic görsel sanatlarda bir köpek eşliğinde bir meşale ile ortaya çıkıyor. Bu nedenle siparişin adı - "Tanrı'nın köpekleri" anlamına gelen "domini bastonları". Tarikatın görevi, müjdeyi tüm Avrupa'da vaaz etmekti. 1246'da Dominikliler Tallinn'de bir manastır kurma hakkını elde ettiler.
İnşa yeri çok dikkatli seçilmiş ve keşişlerin manevi ve maddi çıkarlarına karşılık gelmiştir. Etkilerini genişletmek için, inşaattan kısa bir süre sonra, manastırda Estonyalı erkeklerin Latince eğitim gördüğü bir okul kuruldu. Tipik bir manastır kompleksindeki en önemli bina, 14. yüzyılda inşa edilen St. Catherine Kilisesi idi. O zaman, 68 metrelik kilise binası, tüm Tallinn'deki en büyük ve en görünür olanıydı.
Varlığı sırasında, manastır binası defalarca yeniden inşa edildi ve 16. yüzyıla kadar genişletildi. Ancak manastır, yağmalandığında 1525'teki Lutheran reformu sırasında ciddi şekilde hasar gördü. Ve 1531'de binada şiddetli bir yangın çıktı ve kiliseyi o kadar tahrip etti ki kullanılamaz hale geldi. 1844 yılında, manastır yemekhanesinin bulunduğu yere, Aziz Petrus ve Paul Kilisesi inşa edildi.
Ne yazık ki, manastır binasının tamamı günümüze ulaşmamıştır. Bugün, korunmuş manastır bahçesini ve çevresindeki çapraz geçitleri, bir şapeli, bir yatakhaneyi, bir manastır ahırını, bir kapitula salonunu vb. görebilirsiniz. St. Catherine Kilisesi de kısmen korunmuştur.
Bugün manastırın binaları bir müzeye ve ortaçağ Tallinn taş kesicilerinin eserlerine ev sahipliği yapıyor. Manastırı gezmek için rezervasyon yapmak mümkündür. Yaz günlerinde, genellikle sarmaşıklarla kaplı avluda konserler, çeşitli programlar ve tiyatro gösterileri yapılır. Bodrum katında bir “enerji direği” bulunmaktadır. Ona yaslanarak, fiziksel ve ruhsal güç çekebileceğinize inanılıyor.