Batum, Gürcistan topraklarında çok uluslu özerkliğin başkentidir. Cumhuriyet Adjara olarak adlandırılıyor, ancak nüfus arasında birçok millet var - Yunanlılar, Ermeniler, Azeriler, Ruslar, Ukraynalılar, Yahudiler. Burada Yahudiler gibi Ermenilerin de güçlü bir topluluğu var. Her birinin kökleri burada ve her iki toplumun da burada ne kadar güçlü olduğunu anlamak için tapınaklara bakmak yeterli. Ancak Batum'un tarihi, antik çağda başladığı için diğer birçok halkla bağlantılıdır.
Bu arada, bugün şehrin adı için prototipin varyantlarından biri olarak kabul edilen Yunanca "batos" - "derin" adıdır. Aristoteles Batus adında bir yerden bahseder. Ayrıca yazılarında Yaşlı Pliny tarafından da belirtilmiştir. Orta Çağ'da Batus'tan gelen şehir Batomi'ye dönüşür.
Şehir geliştirme
1547'de Osmanlı İmparatorluğu bu şehri fethetti ve 300 yıldan fazla bir süre hakimiyetini elinde tuttu, ardından Gürcü ve Rus birlikleri burayı Türklerden geri aldı. Ancak bu neredeyse üç asır burada İslam kültürünün ortaya çıkması şeklinde iz bırakmıştır. Batum ismi o zaman ortaya çıktı. Burada, o zamanki adıyla serbest bir liman düzenlendi - şehrin önemli ekonomik gelişimine ivme kazandıran serbest bir liman. Bakü'den gelen demiryolunun bir kolu buraya geldi, böylece Hazar petrolü Karadeniz limanına taşındı.
Yirminci yüzyıl
Buna paralel olarak, Gürcistan'ın Sovyet döneminde gelişen yerel petrol rafinerisi endüstrisinin gelişimi de oldu. Bununla birlikte, bundan önce ülke Birinci Dünya Savaşı olaylarını ve ardından Ekim Devrimi'ni yaşadığı için daha uzun yıllar süren mücadeleler geldi. Sanayi Batum'da devrimci duygular güçlü olduğu için Kafkas Cephesi'ni toplamak mümkün olmadı. Türkler bundan yararlandı ve 1877'den itibaren sınırların belirlediği eski mülklerini işgal etti. Bundan sonra, karşıt tarafların sadece Türkler, Gürcüler ve Ruslar olmadığı Batum için kapsamlı bir mücadele başladı. Burada iç savaş da izini bıraktı.
Ve geçen yüzyılın 20'li yıllarının başında burada Sovyet iktidarı kurulmuş olmasına rağmen, şehrin tarihindeki dramatik sayfalar azalmadı. Şehir 1937-1938'deki baskılardan kurtulma şansı buldu. Büyük Vatanseverlik Savaşı'nda birçoğu buradan cepheye gitti. Savaşanların üçte biri geri dönmedi. Batum'un tarihi kısaca budur.