cazibe açıklaması
İngiltere'nin en eskisi olan Glastonbury Manastırı, bir zamanlar ülkenin en büyük, en zengin ve en etkili manastırlarından biriydi.
Arkeologlar ve tarihçiler, manastırın 7. yüzyılın başında kurulduğuna inanıyorlar, ancak efsaneler manastırın burada 1. yüzyılda Arimathealı Joseph tarafından kurulduğunu söylüyor. Burada, efsaneye göre, Mesih'in kanının toplandığı kutsal kase olan Kutsal Kase'yi getirdi. Bu efsaneler yüzyıllar boyunca birçok hacıyı manastıra çekmiş ve bu da manastırın refahına katkıda bulunmuştur. İlk taş kilise burada 8. yüzyılın başında inşa edilmiştir. İngiliz Hıristiyanlık tarihinin önemli isimlerinden biri olan Saint Dunstan, manastırın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Manastır genişletildi ve keşişler Benedictine düzeninin tüzüğünü kabul etti. Son Yargı Kitabına göre - 1086 nüfus sayımı - Glastonbury Manastırı ülkenin en zenginiydi.
1184'te büyük bir yangın tüm manastır binalarını neredeyse yok etti. Restorasyon çok zaman ve para aldı ve hacıların akışı gözle görülür şekilde azaldı. Ancak 1191'de efsanevi Kral Arthur ve eşi Guinevere'nin mezarı manastır mezarlığında keşfedildi ve Glastonbury'ye ilgi yeniden alevlendi. 15. yüzyılın sonunda, manastırı ziyaret etmek isteyen herkesi ağırlamak için şehirde özel bir han inşa edildi - The George Hotel ve Pilgrims' Inn.
Henry VIII'in dini reformları ve 1536'da manastırları dağıtan kararnamesi, manastırın varlığına son verdi. Serveti yağmalandı, arazilerine el konuldu ve binalar yıkıldı. Ancak, hem hacılar hem de sadece turistler hala buraya geliyor. Manastır binalarının kalıntıları bile ihtişam ve güzellikleriyle dikkat çekiyor.