cazibe açıklaması
Van Kalesi, MÖ dokuzuncu yüzyılda Urartu hükümdarı Kral I. Sardur'un emriyle Van Gölü kıyısında inşa edilmiştir. Uzun zaman önce, kalenin eteğinde, göldeki su seviyesinin yükselmesi nedeniyle sular altında kalan, gelişen bir antik Van (Tuşpa) kenti vardı. Ayrıca burada farklı zamanlarda hüküm süren Ermeniler, Selçuklular ve Osmanlılar da şehrin çürümesine yardımcı olmuş, bu nedenle pek çok eski eser çağdaşlarına inmemiştir.
Günümüze ulaşan kalıntılar arasında en iyi korunmuş olanlar 13. yüzyıldan kalma Kızıl Cami veya Kızıl Cami ve Ulu Cami veya Ulu Cami'dir. Buradan beş kilometre uzakta, Kral Rasutin zamanında Urartu'nun başkenti olan Toprakkale var.
Arkeologların kazılar sonucunda ortaya çıkardığı antik eserler, Van şehrinde yüksek bir uygarlık düzeyine işaret ediyor. En değerli eserler Ankara arkeoloji müzesinde, geri kalanı yerel arkeoloji müzesindedir.
Kale girişinin batı tarafında Sarduri kulesi bulunur. Sarduri tarafından Asur dilinde yazılmış çivi yazılı kitabeler içerir. Kalenin kuzeybatı köşesine tırmanırken Kral I. Urartu Argişti'nin mezar taşını ve duvar çivi yazılarını görebilirsiniz. Kalenin güney kesiminde Urartu krallarının mezarları bulunmaktadır.
Yukarıdan bakıldığında, kale bir kayanın yüzeyi, ufalanan kale duvarlarının ve kulelerinin nadir parçaları olan bir çorak arazidir. Ayrıca külleri özellikle Van'a gelen hacıların tapınmak için bir aziz olan Abdurahman Gazi'nin mezarı da yukarıdan görülebilmektedir. Kalenin sağında küçük bir cami var.
Uçurumun güney duvarında, yarıdan ayrılan çok sayıda merdiven vardır. Bu tür merdivenler, on dokuzuncu yüzyılın başlarından kalma Van kayası görüntülerinde görülebilir. Büyük olasılıkla, kaleyi doğrudan şehre bağladılar, çünkü aksi takdirde, şehirden kayaya ulaşmak için etrafta dolaşıp daha yumuşak bir eğim kullanmanız gerekiyordu.
Kalenin alt kısmında, ölü şehrin muhteşem bir panoraması açılıyor. Urartu kralı ve maiyeti kalede yaşıyordu ve şehrin kendisi aşağıdaydı. Ancak günümüze ulaşanlar artık Tuşpa değil, Tuşpa ile aynı yerde bulunan yıkılan Ermeni şehrinin kalıntılarıdır. Zamanın durduğu büyük ölü arazi, turistler üzerinde güçlü bir izlenim bırakıyor.
Kalenin sağ alt tarafında, yeni inşa edilmiş kale duvarı göz kamaştırıcı beyaz bir kurdele gibi kıvrılıyor. Şehir merkezine giden yol dümdüz devam ediyor.