Fransa'daki bu şehrin adı biraz Alman aksanıyla geliyor. Başkenti Strasbourg olan tarihi Alsace bölgesi, Almanya sınırında yer alır ve yerel Alsas lehçesi ses olarak Almanca diline çok benzer. Strasbourg'un tarihi olaylar, askeri çatışmalar, çatışmalar ve kuşatmalar açısından zengindir. Avrupa'da kitap basımının mucidi Johannes Gutenberg burada yaşadı ve çalıştı. Kentin mimari mekanları UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir ve bu nedenle Strazburg'da ne görülmeli sorusu, sokaklara ve meydanlara, tapınaklara ve kapalı alanlara sonsuz aşık sanat eleştirmenleri, rehberler ve sakinleri tarafından cevaplanacaktır. köprüler, kale duvarları ve kuleler, tek kelimeyle, küçük vatanın tarihi mirası olarak adlandırılan her şeyde.
Strazburg'un en iyi 10 turistik yeri
Notre Dame Katedrali
Görkemli Strasbourg Katedrali, büyüklüğü, dekorasyonunun görkemi ve mimari öğelerinin bolluğu ile ilk kez görenleri şaşırtıyor. Bina tarafından belirlenen kayıtlar, modern gezgin için bile etkileyici ve katedralle ilgili rakamlar ve gerçekler özel olarak anılmaya değer:
- Tapınak 1015'te atıldı, ancak birkaç yüzyıl boyunca tamamlandı ve değiştirildi.
- İnşaatın tamamlanmasından 200 yıl sonra, katedral gezegendeki en yüksek yapı olarak kaldı.
- Strasbourg'lu Notre Dame, Eski Dünya mimarisi tarihindeki en büyük katedrallerin derecelendirmelerinde ilk sırada yer alıyor ve kumtaşından yapılmış olanlar arasında dünyanın en görkemli katedrali.
- Kuzey kulesinin yüksekliği 142 m, kulesi ise tamamen kırmızı Vosges kumtaşından yapılmıştır.
- Çalışmanın tamamlandığı andan 19. yüzyılın sonuna kadar. kule, taştan yapılmış dünyanın en yüksek yapısı olarak kaldı.
Uzun vadeli inşaat, geleneksel olarak mimari stil seçimini etkilemiştir. Sonuç olarak, katedralin doğu kısımları ve güney portalı katı Romanesk olarak dekore edilmiştir, batı cephesi ise Gotik yönde çalışan mimarlar arasında alışılmış olduğu gibi binlerce figürle dekore edilmiştir.
Katedralin içine astronomik bir saat yerleştirildi. İlki 1353'te tasarlanmış, daha sonra mekanizma birçok kez geliştirilmiş ve mevcut versiyonu 1832'den beri iyi hizmet vermektedir.
Notre Dame de Strasbourg Müzesi
Bu Strasbourg müzesinin sergisi, katedralin yaratılış tarihine ve Yukarı Ren bölgesinin sanatlarına ayrılmıştır.
En büyük şehir tapınağının inşası ve varlığının aşamaları ile ilgili bölümde yüzlerce sergi sunulmaktadır. Strasbourg'un eski haritalarına, inşaat işlerinde kullanılan plan ve çizimlere, günümüze ulaşan yapı elemanlarına ve sayısız değişiklikten kalan malzemelere, hatta Fransız Devrimi sırasında Notre Dame duvarlarından atılan heykellere bakabilirsiniz.
Koleksiyonun mücevheri, en eskisi 11. yüzyıla kadar uzanan paha biçilmez vitray pencereler koleksiyonudur. Geçen bin yıldaki cam nadirlikleri hiç solmadı ve renklerinin parlaklığını korudu. Sergilenen eski eserler arasında, kilise dekoru unsurları, mutfak eşyaları, Strazburg kiliseleri için boyanmış yerel ustaların resimlerinden oluşan bir koleksiyon da göreceksiniz.
Sergilerin sergilendiği bina, antik mimari tutkunlarının büyük ilgisini çekiyor. XIV-XVI yüzyıllarda. iki bölümde tapınağı inşa eden işçiler ve üstleri bulunuyordu.
Büyük Ile
İle Nehri'nin iki kolundan oluşan ada, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınmış. Burası, ortaçağ cazibesini koruyan yerleşim bölgelerine bakabileceğiniz ve eski Alsace atmosferinin tadını çıkarabileceğiniz Strazburg'un tarihi merkezidir. Grand Ile'nin en pitoresk kısmı, birçok yarı ahşap evin, ortaçağ kulelerinin, kapalı köprülerin ve Vauban barajının yoğunlaştığı Petite France'dır.
Petite France'da uzun bir geziden sonra dinlenmek özellikle keyifli olacak. Açık teraslı sahil restoranları, geleneksel Alsas menüleri ve içecekleri ile Strasbourg'un tarihi merkezine bakan birkaç saat geçirmek için samimi bir atmosfer sunar.
Kammerzel Evi
Katedral Meydanı'ndaki yarı ahşap evin 75 penceresinin her biri, son derece sanatsal bir eser olan ustaca oymalarla süslenmiştir. Ahşap dekor ve vitray, 16. yüzyılda Kammerzel Evi'ni süsledi, ancak konağın kendisi bir yüzyıl önce Strazburg'da ortaya çıktı, ancak o zaman hiçbir şekilde öne çıkmadı. Yeni sahibi bitirme ve yeniden inşa emri verdi ve bina aynı zamanda Gotik, yarı ahşap ve Rönesans tarzının muhteşem bir örneğine dönüştü.
Oymalar, İncil'deki karakterleri ve mitolojik yaratıkları tasvir ediyor. Kammerzel Evi'nin cephelerinde kurgusal karakterlerin zodyak sembollerini ve figürlerini, gerçekliğin yansımalarını ve sanatsal alegorileri bulacaksınız. İçeride, 15. yüzyılda yapılmış döner merdiven ve ahşap zemin kirişleri dikkat çekicidir.
Kapalı köprüler ve Vauban barajı
Alsace'nin eski ve hala sınır bölgesi için savunma tahkimatları her zaman özel bir öneme sahip olmuştur. Kendini yetenekli bir tahkimat inşaatçısı olarak kanıtlayan askeri mühendis ve Mareşal Sebastian Vauban, güney bölgelerini anında su basmasını ve böylece düşman kuvvetlerinin bu yönde ilerlemesini durdurmayı mümkün kılan bir baraj için bir proje yarattı. Vauban barajı, 13 kemerde düzenlenmiş benzersiz bir kilit sistemine sahipti. 1681 yılında inşa edilmiş ve Strasbourg'un eski merkezinde günümüze kadar gelebilmiştir.
Baraj, üzerinde galeriler bulunan kemerlerle desteklenen bir köprüdür. Devrimciler tarafından katedralin duvarlarından atılan heykel kompozisyonları Vauban barajındaki tesislerde tutuluyor.
Diğer kapalı şehir köprüleri, mühendisin şehirde göründüğü sırada sadece uzun bir tarihe sahip değil, aynı zamanda kendi adlarına sahip olan gözetleme kulelerini birbirine bağlar. Vauban'ın 13. yüzyılın kulelerini ve köprülerini güçlendiren projesi, onların işleyen bir savunma yapıları kompleksine dönüştürülmesine izin verdi.
Rogan Sarayı
Olması gerektiği gibi, Saray Meydanı'nda bulunan Strazburg'daki Rogan Sarayı, 18. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiştir. barok tarzında. Müşteri, o sırada şehirdeki tüm gücü yoğunlaştıran Kardinal de Rogan-Soubiza'ydı. Proje, kraliyet kişilerinin Paris'teki konutlarını model alan mahkeme mimarı de Cott tarafından uygulandı.
Konağın girişinde misafirleri portalı işaretleyen Korint sütunları karşılıyor. Cephe sarı kumtaşından yapılmıştır, heykeller portikoyu süslemektedir ve korkuluk avludur.
Rogan Sarayı'nın iç kısmında, birkaç şehir müzesinin sergileri var:
- Güzel Sanatlar Müzesi, Orta Çağ'dan 19. yüzyılın sonuna kadar çalışan Avrupalı sanatçıların resimlerinden oluşan bir koleksiyon topladı. Sergiler arasında Raphael, El Greco, Rubens ve Goya'nın eserleri yer alıyor.
- Dekoratif ve Uygulamalı Sanatlar Müzesi'nde seramik, mücevher, saat, zarif mobilyalar ve antika oyuncak bebeklerden oluşan bir koleksiyon görebilirsiniz.
- Arkeoloji Müzesi'nin sergilenmesi, en eskileri Paleolitik ve Neolitik dönemlere kadar uzanan birkaç bin sergiye sahiptir.
Yakınlarda bulunan köprünün üzerinden geçebileceğiniz Il Nehri'nin karşı kıyısından sarayın muhteşem manzarası açılır.
Arkeoloji Müzesi
Ülkedeki türünün en önemli ikinci örneği olan Strasbourg Müzesi, koleksiyonunu 18. yüzyılda topladı. 6000'den 6000'e kadar olan dönemi kapsar. M. Ö NS. Orta Çağ'ın başlarından önce.
En eski nadirlikler, Paleolitik çağa kadar uzanır. Taş aletleri, hayvan kemiklerini, eski insanların silahlarını göreceksiniz. Mezar höyüklerinde bulunan eserlerin çoğu Kelt dönemine aittir. Serginin bir kısmı, Roma İmparatorluğu'nun egemenliğinin beş yüzyılına adanmıştır.
güzel Sanatlar Müzesi
18. yüzyılın sonunda gürledi. Büyük Fransız Devrimi, ülke topraklarında zengin aristokrasiden kamulaştırılan sanat eserlerinin ve kiliselerin sergilendiği müzelerin ortaya çıkmasına neden oldu. Strasbourg'daki Güzel Sanatlar Müzesi de aynı dalgada ortaya çıktı ve 1801'de halkın ilk ziyaretçileri çekinerek eşiğinden adım attı.
Koleksiyon, aralarında en ünlüsü Raphael'in "Genç Bir Kadının Portresi" olan yüzlerce paha biçilmez tablo içeriyor. Rubens'in yaratıcılığının hayranları, Goya ve El Greco'nun eseri olan İspanyolları seven en sevdikleri ressamın tuvalleriyle tanışmaktan mutluluk duyacaklar. Flaman natürmortları ve Flaman resminin altın çağı zengin bir şekilde temsil edilmektedir.
Saint-Pierre-les-Gennes Kilisesi
Tarihi değeri ve mimari önemi açısından, bu Strasbourg kilisesi, şehrin "en genç" Protestan kilisesi olarak adlandırılmasına rağmen olağanüstü.
Tapınak 7. yüzyılda inşa edilmiştir. ve geçmiş yüzyıllarda Strasbourg'un özellikle nüfuzlu ve varlıklı vatandaşlarının gömülmesi için kullanılan en eski bölümü o döneme tarihlendirildi. Ana nef, çok daha sonra, 14. yüzyılda inşa edilmiştir.
Gotik tarzda çarpıcı bir anıt olan tapınak, sanat eleştirmenlerinin Alsace'nin en seçkinlerinden biri olarak adlandırdığı birçok benzersiz freskleri, anıtsal tabloları ve sunak resimlerini korumuştur.
Saint-Pierre-le-Genes tapınağının bir diğer incisi, 18. yüzyılın ilk yarısında oluşturulan ve 1762'den beri tapınakta düzenli olarak hizmet veren organdır.
Alsas Müzesi
Strasbourg'daki Alsas Halk Sanatları Müzesi neredeyse yüz yıldır varlığını sürdürüyor ve tüm bu süre boyunca her bakımdan özgün, rahat ve davetkar olarak adlandırıldı. Ile Nehri'nin setindeki antik binaların kompleksine baktığınızda, yerli Alsaslıların kendilerini onsuz hayal edemeyecekleri çok sayıda nesne ve eşya bulacaksınız. Salonlarda mobilya ve mutfak eşyaları, oyuncaklar ve tekstiller, tablolar ve ikonlar, sandıklar ve ulusal kostümler, çinilerle süslenmiş şömineler ve nazardan koruyan tılsımlar sergileniyor.
Sergilerin çoğu 18.-19. yüzyıl dönemine aittir. O zaman bölgesel idari değişiklikler gerçekleşti, Alsace bölündü ve Almanya tarafından ilhak edildi. Onunla mahalle, Strazburg sakinlerinin kesinlikle tüm yaşam alanlarında özel bir iz bıraktı - kıyafetlerden yerel mutfak tariflerine ve müzenin sergisi ayrıntılı olarak görmenizi ve çalışmanızı sağlar.
