cazibe açıklaması
Göl parkı sadece Kuala Lumpur'un koşuşturmacasından uzak bir dinlenme yeri olarak değil, aynı zamanda harika gezi fırsatlarının bulunduğu bir bölge olarak da bilinir. Kentin doğusunda ise yaklaşık yüz hektarlık bir alanı kaplamaktadır.
Şehrin "yeşil akciğerleri", İngiliz yönetiminin yardımıyla sömürge döneminde ortaya çıktı. Zaten 19. yüzyılın sonunda, yürüyüşler ve dinlenme için bir yer vardı. Yavaş yavaş, park hem doğal hem de tarihi müzelerle doluydu.
Bugün İslam Müzesi, Ulusal Planetaryum, Orkide ve Hibiscus Bahçesi, Geyik Parkı ve Kuş Parkı ve hatta Kraliyet Polis Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Kelebek Parkı ve Asya heykel bahçesi. Her müze güzel, bilgilendirici ve kendi yolunda benzersizdir. Söylemeye gerek yok, hepsi bir veya iki gün içinde incelenebilir. Turistler genellikle bu cazibe merkezlerinden birini ziyaret ederek göl parkındaki dinlenmeyi birleştirir.
Parkın merkezi, çevresinde oluşturulduğu ünlü göl tarafından işgal edilmiştir. Burada tekne, kano, kiralık pedallı botlara binebilirsiniz. Binicilik, yürüyüş için fırsatlar var. Kısacası, burası bir metropolün ortasında bir dinlenme yeridir. Büyük bir göle ek olarak, tümü yemyeşil park bitki örtüsü, bakımlı çimenler, heykeller ve rahat banklarla çevrili iki yapay göl vardır. Ana göl çok büyük, dolaşmak çok zaman ve fiziksel dayanıklılık gerektiriyor. Ama deneyim buna değer. Çevredeki parkta yüzlerce zengin Malezya florası türü görülebilir. Köprüler arasında, bahçeler ve çimenler arasında özel yollar döşenmiştir. Kaydıraklar, atlıkarıncalar ve salıncaklar içeren birçok oyun alanı vardır.
Park o kadar büyük ki, hafta sonları tatilcilerin akın etmesi bile onu kalabalık veya kalabalık yapmıyor. Yoğun bitki örtüsü sesleri emer ve çok sayıda yeşil köşe mahremiyet yanılsaması yaratır.