cazibe açıklaması
Place Dauphin, Paris'in en güzellerinden biridir. Ile de la Cité'de bulunur, buradan Louvre'un güzel bir manzarası açılır - ve yine de Andre Maurois'in yazdığı gibi, meydan haksız yere unutulur. Turistler onun hakkında çok az şey biliyor.
Place Dauphin, 1608'de Henry IV'ün altında ortaya çıktı. Dört yıl önce kral, Cité'yi geçen Yeni bir Köprü inşa etmişti. Adanın batı ucundaki kavşakta, güzelliği takdir eden kral, eski Paris'in karışık ortaçağ sokaklarıyla kontrast oluşturacak geniş bir meydan yaratmaya karar verdi.
Meydan, gelecekteki hükümdar Louis XIII'in onuruna seçildi - Fransa'daki tahtın varisi Dauphin olarak adlandırıldı. Çevre boyunca, aynı tarzda otuz iki ev inşa edildi - tuğla, beyaz taş, kemerler, beyaz arduvaz çatılar. Cité'nin yakınında, kralın idaresinin ve adalet mahkemelerinin bulunduğu eski kraliyet sarayı vardı - mahkemelere katılan orta dereceli diplomatlar ve taşralılar meydanda daire kiralamaya başladılar. Dauphin dansı, komedyenler ve züppeler için favori bir iş yeri haline geldi.
Henry olarak adlandırılan "Jolly King", yaratılışından gerçekten zevk almak için zamana sahip değildi: 14 Mayıs 1610'da, Paris'te açık bir arabaya binerken, çoğunluğa atlayan serseri Francois Ravallac, bir hançerle üç kez kral.
18. yüzyılın başında meydan, Paris'in sanatsal yaşamının odak noktası haline geldi. İsa'nın Bedeni ve Kanı gününde, burada açık havada sosyete sanatçılarının sergileri düzenlendi. Fragonard ve Chardin burada tanınmaya başladı.
Fransız Devrimi, İsa'nın Bedeni ve Kanı tatilini yasakladı, sergiler durduruldu. Aynı zamanda devrimciler, meydanı süsleyen "tiran" Henry IV'e atlı anıtını eritmek için gönderdiler. Anıt 1818'de restore edildi, bu sefer Vendome Sütunu'ndan yeniden eritilmiş Napolyon Bonapart figüründen döküldü.
Mevcut Dauphin, dört yüzyıl önceki atasına pek benzemiyor. Doğu cephesindeki binalar, Adalet Sarayı'nı görebilmek için yıkılmış, eski evlerden sadece ikisi günümüze ulaşabilmiştir. Bugün Parislilerin çok sevdiği rahat ve sakin bir meydan.